GÖKTÜRKLER: TÜRK TARİHİNDE BİR DÖNÜM NOKTASI

Göktürkler Kimdir?

Göktürkler, Türk tarihindeki ilk Türk adını taşıyan devlettir. 6. yüzyılda kurulan Göktürk Kağanlığı, Orhun Yazıtları ve büyük devlet geleneği ile Türk dünyasına kalıcı bir miras bırakmıştır. Bu yazıda, Göktürklerin kökeni, yükselişi ve çöküşü üzerine detaylı bilgiler bulabilirsiniz.


1. GÖKTÜRKLERİN KÖKENİ VE KURULUŞU

Göktürkler, Türk tarihindeki ilk "Türk" adını taşıyan devlettir. 6. yüzyılın ortalarında kurulan Göktürk Kağanlığı, Bumin Kağan öncülüğünde Ötüken merkezli olarak önemli bir güce ulaşmıştır.

Göktürklerin kökeni, Asya'nın bozkır kültürüne dayanmaktadır. Çin kaynaklarına göre Göktürkler, Aşina boyuna mensuptu ve daha önce Juan Juan (Avar) Devleti’ne bağlı olarak demircilik yapıyorlardı. 552 yılında Bumin Kağan, Juan Juanlara karşı isyan başlatarak bağımsızlığını ilan etti ve Göktürk Devleti'ni kurdu. Bu olay, Türk tarihindeki ilk bağımsızlık hareketlerinden biri olarak kabul edilir.

Bumin Kağan, devleti kurduktan sonra doğu topraklarını kontrol ederken, kardeşi İstemi Kağan batıya yönelerek Batı Göktürk Kağanlığı’nın temelini attı. Bu iki lider, Göktürkleri kısa sürede büyük bir güç haline getirdi.


2. BUMİN KAĞAN VE İSTEMİ KAĞAN DÖNEMİ

Bumin Kağan, Göktürk Devleti’ni kurduktan kısa bir süre sonra vefat etti. Yerine geçen oğlu Kolo Kağan, çok kısa bir süre tahta kalabildi ve yerini Mukan Kağan aldı. Mukan Kağan döneminde Göktürkler, doğuda Çin ve diğer komşu devletlerle mücadele ederek genişlemeye devam ettiler.

Öte yandan, Batı Göktürk Kağanı İstemi, Sasani ve Bizans İmparatorluğu ile diplomatik ilişkiler kurarak İpek Yolu'nun kontrolünü ele geçirmeye çalıştı. İstemi Kağan, Sasani İmparatorluğu ile iş birliği yaparak Akhunları ortadan kaldırdı ancak daha sonra Sasani yönetimi ile çıkar çatışmasına girdi. Bunun sonucunda Bizans ile ittifak kurdu ve doğrudan Batı dünyasıyla ilişkiler geliştirdi.

İstemi Kağan’ın başarılı politikaları, Göktürklerin uluslararası arenada tanınmasını sağladı. Diplomasi ve savaş stratejisi, Türk devlet geleneğinin temel taşlarından biri haline geldi.


3. DOĞU VE BATI GÖKTÜRK KAĞANLIKLARI

Bumin Kağan’ın ölümünden sonra devletin ikiye ayrılması, Göktürklerin yönetim sisteminde bir değişime yol açtı. Doğu Göktürk Kağanlığı, Ötüken merkezli olarak Bumin Kağan’ın soyundan gelenler tarafından yönetilirken, Batı Göktürk Kağanlığı, İstemi Kağan’ın soyundan gelenler tarafından yönetildi.

Batı Göktürkleri, Orta Asya’nın batısında, bugünkü Kazakistan, Kırgızistan ve Özbekistan topraklarına yayıldı. Doğu Göktürkleri ise Çin, Moğolistan ve Güney Sibirya bölgelerinde etkinliğini sürdürdü. Ancak, iki kağanlık arasındaki iç çekişmeler, zamanla devletin zayıflamasına neden oldu.


4. GÖKTÜRK YAZITLARI VE KÜLTÜREL MİRAS

Göktürklerin en önemli miraslarından biri, Orhun Yazıtları’dır. Bilge Kağan, Kül Tigin ve Tonyukuk adına dikilen bu yazıtlar, Türk tarihinin ilk yazılı belgeleri olarak kabul edilir. Orhun Yazıtları, sadece birer taş anıt değil, aynı zamanda bir devlet yönetim anlayışını, Türk kültürünü ve bağımsızlık mücadelesini anlatan metinlerdir.

Yazıtlarda Göktürk Kağanlarının millete verdiği öğütler, Türklerin nasıl bir yönetim anlayışına sahip olduğu ve bağımsızlık mücadelelerinin detayları yer almaktadır. Bilge Kağan’ın şu sözleri, Göktürklerin bağımsızlık ruhunu en iyi şekilde özetler:

"Üstte mavi gök çökmedikçe, altta yağız yer delinmedikçe, ey Türk milleti, ilini ve töreni kim bozabilir?"


5. ÇİN İLE MÜCADELE VE ÇÖKÜŞ SÜRECİ

Göktürkler, Çin ile uzun süren mücadelelere girdi. 630 yılında Doğu Göktürk Kağanlığı, Çin tarafından yıkıldı ve Göktürk halkı Çin boyunduruğu altına girdi. Ancak, bu esaret uzun sürmedi.

682 yılında Kutluk Kağan liderliğinde büyük bir isyan başladı. Kutluk Kağan, Göktürk halkını bir araya toplayarak II. Göktürk Kağanlığı’nı kurdu. Kutluk Kağan, halkını bağımsızlığa kavuşturduğu için kendisine "İlteriş" unvanı verildi. Onun ardından gelen Bilge Kağan ve Kül Tigin, devleti daha da güçlendirdi.

Ancak, 8. yüzyılın başlarında iç karışıklıklar ve dış baskılar nedeniyle Göktürkler tekrar zayıfladı ve 744 yılında Uygurlar tarafından yıkıldı.


6. GÖKTÜRKLERİN TÜRK DÜNYASINA ETKİSİ

Göktürkler, sadece kendi dönemlerinde değil, sonraki Türk devletleri üzerinde de büyük bir etkiye sahip oldular. Özellikle devlet yönetimi, askeri sistem ve diplomasi anlayışları, Selçuklu ve Osmanlı gibi büyük Türk devletleri tarafından benimsendi.

Orhun Yazıtları, Türk edebiyatı ve siyaset anlayışına yön veren önemli eserler olarak kalmaya devam etti. Günümüzde bile Türk dünyasında Göktürkler, bağımsızlık ve devlet geleneğinin sembolü olarak kabul edilmektedir.


7. GÖKTÜRK ORDU YAPISI VE ASKERİ STRATEJİLERİ

Göktürkler, askeri organizasyonlarında büyük bir disiplin ve stratejiye sahiptiler. Askeri güç, Göktürk Kağanlıkları’nın en önemli dayanaklarından biri olarak kabul edilir. Ordularının yapısı, genellikle ağır ve hafif süvarilerden oluşuyordu. Bu ordu yapısı, geniş bozkır alanlarında hızla hareket etmelerine ve düşmanlarını beklenmedik anlarda vurabilmelerine olanak tanıyordu.

Ordu Yapısı ve Birlikler

Göktürklerin ordu yapısı, genellikle hiyerarşik bir düzene dayanıyordu. En üstte Kağan bulunuyordu ve onun emri altında orduyu yöneten general seviyesinde komutanlar vardı. Ordunun temel unsurları, süvarilerdi. Göktürk ordusu, çoğunlukla atlı okçulardan oluşuyordu. Bu birlikler, düşmanları süratle taarruz ederek saf dışı bırakmak için etkili bir şekilde kullanılıyordu.

  1. Hafif Süvari: Göktürklerin en bilinen ve en etkin askeri birliği hafif süvarilerdi. Bu süvariler, hızla hareket edebilir, düşman hatlarını kolayca geçebilir ve geri çekilerek düşmanı şaşırtabilirlerdi. Göktürklerin bu tür süvari birlikleri, savaşlarda genellikle düşmanın zayıf noktalarına saldırarak önemli zaferler kazanmışlardır.

  2. Ağır Süvari: Göktürklerde, daha ağır zırhlarla donatılmış süvari birlikleri de bulunuyordu. Bu birlikler, daha dayanıklıydı ve düşmanın cephelerine doğrudan saldırmak için kullanılıyordu. Özellikle düşmanla yapılan büyük meydan savaşlarında önemli rol oynamışlardır.

  3. Okçular: Göktürklerin okçulukta da oldukça yetenekli oldukları bilinmektedir. Hem at üstünde ok atabilme kabiliyetleri, hem de çok yönlü okçuluk taktikleri ile tanınmışlardır. Göktürk okçuları, hem yakın hem de uzak mesafeden etkili olabiliyorlardı.

  4. Savaş Arabaları: Göktürkler, savaşa girerken savaş arabaları kullanmayı da bilmişlerdi. Savaş arabaları, düşmanı hizaya sokmak ve düşman hatlarını yararak geçmek için kullanılırdı. Ayrıca, savaş arabalarının sağladığı mobilite, düşman üzerinde psikolojik bir baskı yaratıyordu.

Askeri Stratejiler ve Taktikler

Göktürklerin askeri stratejileri, genellikle sürpriz saldırılar ve hızlı manevralara dayalıydı. Başlıca stratejileri arasında şu taktikler öne çıkıyordu:

  1. Hızlı Akınlar: Göktürkler, düşmanlarının beklemediği anda hızlı ve ani saldırılarla üstünlük kurarlardı. Bu saldırılar, düşmanlarının moralini bozar ve onları savunmasız hale getirirdi.

  2. Pusular: Göktürkler, düşmanlarının hatlarına sızarak, pusular kurarlardı. Bu sayede, büyük orduya karşı az sayıda askerle bile büyük zaferler elde edebilmişlerdir.

  3. Sahte Geri Çekilme: Göktürkler, bazen düşmanlarını tuzağa düşürmek amacıyla savaşı bırakıp geri çekilirlerdi. Düşman, bu geri çekilmeyi zafer olarak değerlendirdiğinde, Göktürkler ani bir şekilde geri dönerek düşmanlarını yok ederlerdi.

  4. Koalisyonlar Kurma: Göktürkler, gerektiğinde güçlü düşmanlarına karşı koalisyonlar kurmuşlardır. Çin ve Sasani İmparatorlukları gibi güçlü devletlere karşı, bölgesel ittifaklar oluşturarak avantaj elde etmeye çalışmışlardır.

Orduyu Denetleyen Kurultay

Göktürklerin askeri ve idari yapısı, aynı zamanda devletin genel yönetimi ile yakından ilişkilidir. Göktürklerde, bir "Kurultay" adı verilen bir danışma meclisi bulunuyordu. Bu meclis, Kağan’a danışmanlık yaparak, savaş kararları da dahil olmak üzere çeşitli idari ve askeri meseleleri tartışır ve çözüme kavuştururdu. Kurultay, sadece Kağan’a değil, aynı zamanda devletin ileri düzey yöneticilerine de önerilerde bulunan bir organ olarak işlev görüyordu. Bu yapı, Türk devlet geleneğinde halkın da söz sahibi olmasına olanak tanıyan demokratik bir unsur olarak kabul ediliyordu.

Yönetim ve Devletin İdari Yapısı

Göktürkler, askeri bir devlet olmalarının yanı sıra, idari anlamda da oldukça düzenli bir yapı geliştirmişlerdir. Göktürk Devleti, iki ana yönetim biriminden oluşuyordu: Doğu Göktürk Kağanlığı ve Batı Göktürk Kağanlığı. Bu iki devlet, farklı coğrafi alanlarda farklı yönetim biçimleriyle birbirinden bağımsız yönetiliyordu, ancak her iki yönetim de aynı kültürel ve askeri temele dayalıydı.

  1. Kağan: Göktürk Devleti’nin en yüksek yöneticisi olan Kağan, askeri ve idari işlerin başındaydı. Kağan, aynı zamanda devletin en büyük askeri komutanıydı.

  2. Yabgu: Yabgu, Batı Göktürk Kağanlığı'nda Kağan'ın yardımcısı olarak görev yapıyordu. Yabgu, Batı Göktürkler'in başkanı olarak kabul edilir ve Kağan’ın yerine devlet yönetiminde söz sahibi olurdu.

  3. Beylerbeyi: Beylerbeyi, her iki Kağanlıkta da yerel yönetimleri denetleyen üst düzey yöneticiydi. Beylerbeyi, yerel yönetimlerin işleyişinden ve askerî hareketliliklerden sorumluydu.

  4. Kurultay: Göktürklerin önemli bir idari organı olan Kurultay, hem askeri hem de idari konularda önemli kararlar alırdı. Kurultay üyeleri, devletin farklı alanlarında görevli olan kişilerden oluşuyordu ve her birinin kendi bölgesel yönetimlerinde yetkileri vardı.



Göktürkler Neden Önemlidir?

Göktürkler, bağımsızlık ve devlet geleneğini ilk şekillendiren Türk devletlerinden biridir. Göktürk alfabesi, Orhun Yazıtları ve askeri başarılarıyla Orta Asya tarihine damga vurmuşlardır.