Demokrasi Bize Sandıkla Mı Geldi?
Soruyu net bir şekilde sorarak başlayalım.
Zira doğru soruyu sormadan, doğru cevabı üretmek de pek mümkün değil.
İçinden geçtiğimiz yoğun gündemi düşününce "demokrasi" sözcüğünü sorgulamanın hayli mantıklı olduğu kanaatindeyim. Hayli kullanışlı bir kelime demokrasi. Öyle ki; mağdur olanın ihtiyacıyken, aynı anda iktidar bile demokrasiden dem vurup serzenişte bulunabiliyor.
Herkesin Diline Pelesenk Olan Demokrasi
Öyle bir demokrasi ki;
-
100 yıllık Cumhuriyet birikimini talan edenler “demokrasi şart” diyor,
-
Hatta boğaz köprüsünün ortasında, mal paylaşımı yapamadıkları için birbirlerini yerken askerimizin canına kast eden yobazlar dahi “demokrasi şart” diyor,
-
İnanmazsınız ama; bebek, çocuk, kadın, sivil, asker demeden vatandaşımızı katleden terör örgütü lideri dahi demokrasi havarisi olmuş durumda,
-
Hatta biraz daha ileri gidip, ülkede demokrasi olsun veya olmasın, her dönemde kar eden, sağı-solu belli olmayan, ideolojisi ne olursa olsun, her iktidarla arkadaş olan patron örgütlerimizin de dilinde demokrasi sözcüğü…
Demokrasi: Her Kesimin Kullandığı Bir Maske Mi?
Peki bu demokrasi nasıl bir merhem ki, tüm bu grupların aynı anda ihtiyacı olabiliyor?
Bana kalırsa burada maskesi düşürülmesi gereken tek kavram var, o da “demokrasi”.
-
Memleketi yağlamayanın demokrasisi, talanı devam ettirmek için;
-
Gerici ve yobaz tarikatların demokrasisi, rahatça toplumda örgütlenebilmeleri için;
-
Patron örgütlerinin demokrasisi, rantın daha da artması için;
-
Teröristin demokrasisi de, terörü siyasi arenada meşrulaştırmak için gerekli...
Demokrasi Gerekli mi?
Hal böyleyken düşünmeden edemiyorum: Demokrasi gerçekten gerekli mi?
-
Demokrasi, açlık sınırının altındaki asgari ücret ise,
-
Demokrasi, her gün katledilen kadınlar ise,
-
Demokrasi, Türk bayrağı sallayan milyonlar kriminalize edilirken, elindeki paçavraları rahatça sallayan teröristler ise,
-
Demokrasi, küçücük bir çocuğun mezar taşına bile saldıracak kadar aciz bir toplamı başımıza tac etmek ise...
Sizce gerek var mı bu demokrasiye?
Demokrasi Sandıkla mı Geldi?
Şimdi yazının başlığındaki sorunun cevabını bu yazdıklarım çerçevesinde yanıtlayabiliriz:
-
Bizim demokrasimiz referandumla gelmedi. Referandum arayan, gitsin 19 Mayıs iradesini görsün.
-
Bizim demokrasimiz seçim arabaları ile gelmedi. Seçim arayan, Yunan mitralyözlerinin karşısında seçimi bulunmayan Mehmet'lerin seçimsizliğinden geldi. Seçim, “Ya İstiklal, Ya Ölüm” oldu.
-
Bizim demokrasimiz, Millî Mücadele sürerken, İngilizlerin kucağında bölücü cemiyet faaliyetleri yürüten çetelerle el sıkışarak gelmedi. O çeteleri tek tek temizledik ve vatanı ellerinden geri aldık.
-
Bizim demokrasimiz, Harbiye Marşı'nın dizelerinde bahsedildiği gibi, kanla ve irfanla kurulmuştur.
Demokrasi Sömürünün Aracı Mı?
Bugün dünya üzerinde, kendi vatandaşlarını içeride gaz ve mermilerle dizginlerken, uluslararası arenada da yoksul ülkelere bombalar yağdıran onlarca “demokrasi” örneği vardır.
Düşünülmesi gereken budur.
Bu rejim, devredilemeyecek kadar dağıtılmış durumdadır.
2020’ler Türkiye’si ile 1920 Türkiye’si Arasında Fark Var Mı?
Sevr Antlaşması sonrası memleketimizin hali neyse, bugün de durumumuz farklı değildir.
-
Millî eğitimimiz bir tarikatın elinde, sağlığımız başka bir tarikata emanet.
-
Güneydoğu sınırında devlet kuran yapıya ise içeride de el verilmiş durumda.
-
Harbiye'nin verdiği mezun, mezun olduğuna pişman olurken ordu ne durumda?
Evet, bizim durumumuz 1920 Türkiye’sinden çok da farklı değildir. Mücadele edilecek bir değil, onlarca düşman; üç değil, onlarca cephe vardır.
Andımızı okumanın suç olduğu bugünün Türkiye’sinde;
Siz siz olun, ne olursanız olun da "demokrat" olmayın…
Oğuzcan Aksoy